Sevgili okurlar, artık bende birçok yazımı kişisel sitem aracılığı ile sizlerle paylaşacağım. Aslında hiç biraz mütevazilik yapıp, hiç gerek yoktu böyle şeyleri söylemem gerekiyor ancak sanırım ilerleyen zamanlarda birçok faydasını göreceğiz hissine kapıldım. Umarım faydası olur ve siz değerli okurlarıma direk ulaşabilirim.
Avrupa’nın olduğu gibi Belçika’nın da başkenti olan Brüksel’de gerçekten de insanlarımız zorluklar içerisinde yaşıyor. Zorlukların önüne geçilmiyor ne yazık ki. Zorlukların getirdiği moralsizlikle tabi ki insanlarımız da bu durumdan etkilenebiliyor. Bunları bizler görüyoruz fakat kimse bunu her hangi bir yerde oturup ta muhabbet konusu haline getiremez. Zor gelir bunlar insanlara.
Her şeye rağmen bugün Aktif Haber Belçika dergisinin 3. sayımızı dağıtmanın gururu içerisindeyim. Tabi ki her işin olduğu gibi tahmin ettiğimiz zorluklarla karşı karşıya kaldık. Daha önceden hesaplanan zorluklar olduğu için açıkçası şaşırmadık.
Bir sezonu, izincilerin dönmesiyle beraber kapatmış olduk. İlk sayımız derken üçüncü sayımızı çıkartıp sezon öncesi okurlarımızla buluşturduk. Bizim için kısa süren bu sezonda, birçok tecrübe edindik ve bu tecrübeler ile yeni yayın dönemine temeli daha sağlam bir yapı ile girmeyi hedefliyoruz.
Günler, aylar derken 2013’e veda etmeninde vakti maalesef geldi çattı. 2013 uğursuzluğu dediğimiz kaybetme uğursuzluğunu umarız 2014,te yaşamayız. 2013 te birçok sevgi dolu insanı sonsuzluğa uğurlamıştık.
Belçika’da uyuşturucu madde kullanımında artış var. Özellikle bu konuda ailelerin dikkat etmesi gerekiyor. Çocuklarını bu ortamda bulunan arkadaşlarından uzak tutmalı. Gelişme yaşında olan 14-15 yaşlar çocuklar için önemli bir geçiş dönemi olabiliyor.
Sosyal medya ile tanışmamız çok uzun bir zaman olmamasına rağmen hayatımızda büyük bir rolü üstenmiş durumda. Anlık milyonlarca giriş trafiği elde eden sosyal medyaları değerlendirmek istedim. Faydalarını ve zararlarını ölçüp biçelim. Neden sosyal ağ olarak hayatımıza giren ve daha sonra sosyal medya oldu bunları konuşalım istedim.
Belçika gibi bir ülkede kimler yaşamak istemezdi? Türkiye’de birçok insan Türkiye den Belçika ya gelmek için çeşitli yolları deniyor. Şöyle bakalım acaba 200 binlik Türk nüfusu var, hangi biri memnun yaşamaktan? Mevzu gurbetlik mevzusu değil. Aman gurbetteyim vah bana vahlar bana demeyeceğim! Çünkü Türkler olarak öyle bir toplum haline geldik ki, gurbeti görmüyoruz.
Sevgili okur dostları, Belçika’da bizleri çekemeyen ve her fırsatta adımızı kirletmeye çalışanlar bu defa Facebook üzerinden benim resimlerimi profiline ekleyip benim adım ile insanlara hakaretler yağdırıyor. Böyle kişilik sorunu yaşayanlara itimat etmemenizi rica eder ve bu tür kişilik bozukluğu yaşayanları da siz değerli kamuoyunun değerlendirmesine bırakıyorum.
İnsanlar hiçbir zaman istediği hayatı yaşayamazlar. Bazı çocuklar babalarının servetiyle dünyaya gelirken bazıları da yoksulluk içinde doğarlar. Dünya’ya gelmeden önce bunun pazarlığı yapılmaz ve insanlar anne babasını seçemezler. Zengin doğan hayatın şanslı çocukları olurlar, fakir doğanlar ise zenginlerin ihtiyaçlarını karşılayan işçiler olur. Dünyanın kanunu budur. Doğmadan önce sorsalardı tabi ki herkes zengin bir anne-babaya evlat […]